Türkiye'de Yerli ve Milli Lokomotif Üretimi İçin Üç Yeni Fabrika Kuruluyor
Türkiye'de Yerli ve Milli Lokomotif Üretimi İçin Üç Yeni Fabrika Kuruluyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'de raylı sistem araçlarının geliştirilmesi için 2025 yılında üç yeni fabrika kurulacağını açıkladı. Bu fabrikalar Eskişehir, Sakarya ve Sivas'ta yer alacak. Bakan Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları AŞ (TÜRASAŞ) bünyesinde yerli ve milli lokomotif ve tren setleri üretim projelerinin geliştirilmesine ağırlık verileceğini belirtti.
Üç Yeni Fabrikanın Temeli Atılacak
Bakan Uraloğlu, “Raylı sistem araçlarının geliştirilmesi için 2025 yılı yatırım programı kapsamında 3 yeni fabrika kuracağız” dedi. Eskişehir’de Milli Elektrikli Lokomotif İmalat ve Elektrik Sistemleri Fabrikası, Sakarya’da Milli Elektrikli Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası, Sivas’ta ise Milli Raylı Sistem Araçları Parça İmalat Fabrikasının temelinin atılacağı ifade edildi. Bu projeler, Türkiye'nin raylı sistemler imalat sektöründeki yerli üretim kapasitesini artırmayı hedefliyor.
Uraloğlu, Türkiye’nin raylı sistemler imalat sektöründeki tecrübesine vurgu yaparak, “Türkiye’nin üreten gücü olmak için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu. Bu yeni fabrikaların, Türkiye'nin demiryolu ulaşımında dışa bağımlılığı azaltma hedefini destekleyeceği düşünülüyor. Ayrıca, bu projelerle birlikte yerli ve milli üretim anlayışının güçlendirilmesi amaçlanıyor.
TÜRASAŞ'ın Enerji Verimliliği Projeleri
Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ bünyesinde yerli ve milli raylı sistem araç üretimlerinin hızla devam ettiğini belirtti. Üretim sırasında enerji verimliliğine dikkat ettiklerini ifade eden Uraloğlu, “Sivas Bölge Müdürlüğümüzde bulunan fabrikalarımızın çatılarına güneş enerji santrali kurmak için bir proje hazırladık” dedi. Bu projeyle fabrikaların kendi elektriğini üretebileceği ve çevre dostu bir üretim sürecine geçileceği vurgulandı.
Güneş enerji santralleri ile çevreye duyarlı ve rekabetçi üretim için büyük bir adım atılacağı ifade edildi. Uraloğlu, bu tür projelerin Türkiye'nin enerji yoğunluğunu azaltma politikasına uygun olduğunu belirtti. Böylece, hem üretim maliyetlerinin düşürülmesi hem de çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması hedefleniyor.
